ATATÜRK Nutuk'un girişinde şöyle diyor:
"SAMSUN'A ÇIKTIĞIM GÜN GENEL DURUM VE GÖRÜNÜŞ
1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir :
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her
tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları
boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na
sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve
hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal
ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa 'nın başkanlığındaki hükûmet âciz,
haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini
koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta.." (Nutuk) demektedir ve bu bedbaht durumun çözümünü Türk Gençliğinde görmektedir. Nitekim kitabının son sayfasında Gençliğe Hitabe yer almaktadır. Yukarıda bahsedilen kasvetli Anadolu topraklarının elbet bir gün düzelip vatan bilinciyle şiirler ve türkülerle selamlanacağını, gençlerin umutsuzluğa kapılmayıp istiklâl uğruna yürümelerini söyleyen Atatürk, gençliğin canlı ve işleyen zihinlerinde ve sportif bedenlerinde saklı millî kimliklerini keşfetmelerini istemiştir ve bunun için gerekli olan şey ise atalarımızın geçmişten şimdiye kadar getirdikleri asil kandır:
Ey Türk İstikbâlinin evladı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Bu bilinçle Atamızı anmayı, Gençlik ve Spor Bayramımızı büyük bir coşkuyla kutlamanın sevincini yaşamaktayız.